Bayramda kalpte huzur, sofrada denge! Mideyi yormamanın bir formül var

1. BAYRAM SABAHI: Hafif ve istikrarlı başlayın

Günlerce aç kalmaya alışan mideye bayram sabahı birden teğe ağır bir yük bindirmek, mide yanması, şişkinlik ve sindirim sıkıntılarına yol açabilir. Güne hafif, sade ve istikrarlı bir kahvaltıyla başlamak en doğrusudur. Peynir, zeytin, haşlanmış yumurta, taze sebzeler ve birkaç dilim tam buğday ekmeğiyle hem tok tutan hem de mideyi yormayan bir öğün hazırlanabilir.

2. TATLIYA DİKKAT: Azı karar, birden fazla zarar

Bayram denildiğinde hepimizin zihninde envai çeşit şerbetli tatlılar belirse de, sınırsız ve denetimsiz bir tatlı tüketiminin rastgele bir kronik hastalığımız olmasa dahi çeşitli sorunlara  yol açabileceği unutulmamalı. Tatlıyı fazla kaçırmak kan şekerini bir anda yükseltip sonra süratle düşmesine neden olabilir. Bu da halsizlik, çarpıntı, baş dönmesi üzere şikâyetlere yol açabilir. Mümkünse bir küçük porsiyonla yetinmek ya da daha hafif seçenekleri,örneğin sütlü tatlıları tercih etmek sıhhatimiz açısından çok daha uygundur. Burada ikram kabul eden konuklar kadar, konut sahiplerine de fazla ısrar etmemek noktasında bir vazife düşmekte. İkramlarımız kahve ya da meyve üzere alternatifler ile çeşitlendirilebilir.

3. Etli ve yağlı yiyeceklerde ölçü önemlidir

Bayram sofralarında kavurmalar, börekler, kızartmalar sıkça yer bulur. Fakat bu yiyecekler bilhassa kalp-damar sıhhati açısından risk oluşturabilir. Yağ oranı düşük, fırında yahut haşlama olarak pişirilmiş yemekler hem daha hafif hem de sindirimi daha kolaydır. Sofralarda zerzevat yemeklerine, salatalara da kesinlikle yer verilmelidir. Renkli sebzeler ile renkli ve güçlü sofralar hem gözümüze hem sıhhatimize daha beğenilen gelebilir.

4. Su içmeyi unutmayın

Ramazan boyunca hudutlu vakit diliminde su içmeye alışan beden, bayramla birlikte bu dengeyi yine kurmalıdır. Günde en az 8-10 bardak su içmek, sindirimi kolaylaştırır, halsizliği önler ve bedenin kendini toparlamasına yardımcı olur. Çay ve kahvenin fazla tüketimi su muhtaçlığını karşılamaz, kesinlikle ekstra sut tüketmeliyiz. Susuz bir diyetin böbrekler açısından büyük risk oluşturduğunu akılda tutmak gerek.

5. Ölçü ve paylaşma kültürü el ele gitsin

Bayram, yalnızca yemekle değil; paylaşmakla, gönül almakla, birlikte olmakla mana kazanır. Sofralarımızda da bu ölçü ve istikrar ruhunu koruyabilirsek, hem kendimize hem de sevdiklerimize gerçek bir bayram yaşatmış oluruz. Çoka kaçmadan, hem nefsimizi hem vücudumuzu doyuran sofralar kurmak en büyük bayram hoşluğudur.