AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplanan komitede, İstanbul Teknik Üniversitesi Grand Kartal Otel Yangını Eksper Heyeti sunum yaptı. Prof. Dr. Servet İbrahim Timur, heyet ismine yaptığı sunumda, bu yangının dünyada 7. büyük otel yangını olduğunu söyledi.
Yangının çıkış vakti konusunda “acabalarının olmadığını” vurgulayan Timur, yangının başladığı ana ilişkin restoran içindeki kamera imgelerini paylaştı. Timur, yangının saat 03.17’de otelin 4. katında bulunan restoranın “showroom” diye tabir edilen alanda bulunan grill plate (ızgara) aygıtında başladığını tabir etti.
Saat 03.22’de birinci dumanların gözle görülür hale geldiğini, 03.24’te güzelce yayıldığını, 03.26’da LPG sınırı eridiğinde yangının büsbütün termokimyasal özelliğinin değişerek mavileşme ve birdenbire parlama olduğunu anlatan Timur, “Burada net olarak bir elektriğin çok derecede yüklendiğini, elektrik kablosunun en az 290 derecenin üstüne çıktığını ve tanelerin büyüdüğünü görüyoruz ki muhakkak başlangıç yeri orası. 03.25’i denetim edilemez noktaya alıyoruz. Artık burada yangını kişisel olarak söndüremezsiniz, teknik donanım gerekir. 8 dakika var, o 8 dakika boyunca kimse de fark etmiyor bunu aslında. 5’inci kattan 6’ya geçişi 6 dakika sürerken 6’dan 7’ye geçmesi yaklaşık 1,5 dakika sürüyor.” dedi.
En kritik olanın yangın ikaz sistemi olduğunu lisana getiren Timur, “Yangın ihtar sistemi var mıydı, çalışmadı mı? Bizden evvel giden kriminal “fire track”i (yangın alarmı paneli) gördüğünü, büsbütün yandığını söylüyor. Biz gittiğimizde, nitekim burada da bir gariplik var, duvardan sökülmüş, biz göremedik. 12 tane kablo geliyor münasebetiyle da 12 katın alarm sistemleri buna bağlı lakin çalışıyor muydu, çalışmıyor muydu, teknik olarak aktif durumda mıydı bilmiyoruz fakat çalışmadığını biliyoruz.” diye konuştu.
Personelin yangın eğitiminin bulunmadığı tarafındaki görüşlerinin “net olduğunu” tabir eden Timur, çalışanın alevleri birinci gördüğü anda yangın tüpü almayı denemediklerinin görüldüğünü söyledi.
Timur’un bütün odalarda duman dedektörünün bulunduğunu fakat bunların aktif olmadığını bildirmesi üzerine uzman Prof. Dr. Levent Trabzon şu eklemeyi yaptı:
“Yangın sırasında kamera imajlarında insanların kaçış reaksiyonları, haberi oluşlarının kameralara yansıması, bunlar daima bize görsel ve işitsel bir ihtar almadan yangından haberdar oldukları izlenimini gösteriyor. Bilhassa yedinci kattaki insanların kurtulma sırasındaki yansıları, birbirlerinin seslerinden, ayak seslerinden vesaire onlardan etkilenerek haberdar olup koridora çıkıp ‘Ya ne oluyor, bir şey mi var?’ formundaki reaksiyonlarından, beden lisanlarından bunları anlıyoruz. Bizim raporumuzda yer alan söz ‘Çalıştığına dair bir izlenim oluşmamıştır.’ biçiminde.”
“LPG BAĞLAMIŞLAR, BUNUN DA ARAŞTIRILMASI LAZIM”
Heyet Koordinatörü Dr. Hikmet İskender de otelde LPG sistemi bulunduğunu lisana getirdi. İskender, “Normalde bu dağ otellerinde, Uludağ, Kartalkaya, Kartaltepe, Palandöken, LNG yahut NG, yani doğal gaz veriliyor, mesela Bursa Uludağ’da direkt kentten geliyor. Burada nedense LNG bağlanmamış ve LPG bağlamışlar, bunun da araştırılması lazım.” dedi.
Davlumbazlarda otomatik söndürme sisteminin yanı sıra otomatik gaz kesme sisteminin de bulunmadığına dikkati çeken İskender, LPG vanasının 21 Ocak saat 11.00’de ana tanktan kapatıldığı argümanlarını hatırlattı.
İskender, şöyle devam etti:
“İçerdeki boruların hacmini düşünürseniz bu LPG yaklaşık 3 ile 5 bar ortasında stoklanır. Şayet o boru hacmine, kabaca en düşük örneği söylüyorum, 3 litrelik bir gaz olsa bunu siz 3 ile çarpsanız 9 litre yapar, özgül tartısı da hesaplarsanız yaklaşık 4,5 kilogram bir gaz yapar. 4,5 kilogram, 2 tane piknik tüpüdür. Oraya 1 tane piknik tüpünü siz hani dörtte 1’ini ya da yarısını dolu koysanız aslında bu yangını çıkarırsınız. Buradaki sızdırmazlığı kim denetim etmiş? Bunun gösteri (showroom) alanına girmesine kim müsaade vermiş? Algılayıcı ve önleyici önlemleri yahut söndürme önlemlerini kim almamış? Vananın ne vakit kapandığını da bilmiyoruz. Yani orada daima bir gaz geçişi de olmuş olabilir. Bu benim size söylediğim minimumudur, yani vananın kapatıldığını düşünürsek dahi, dışarıda otomatik bir biçimde kapansa dahi hatta kalan, ki minimumudur, siz bunu 3 ile 5 ile çok rahat çarpabilirsiniz.”
LPG dökme tankının dışarıda toprağa gömülü olmadığına dikkati çeken İskender, şöyle konuştu:
“Ben geldim, buraya dökme gazı verdim, sonra bu boruyu, vanayı açtık, otomatik sistemi de kurduk, nereye gidiyor diye merak etmememiz mümkün değil zira bu gazı verdiği vakit sorumluluğunuz var. Siz oraya onu kurmuşsunuz, bunun bakımlarını yapacaksınız, sızdırmazlık testlerini yapacaksınız. Burada da kimi eksiklikler olabilir lakin LPG firmalarının çok büyük sorumlulukları var. Eğitimlerini aldırsa, uygun formda kurdursa bile yerine bunu takip etmesi üzere. Oradaki aparatlar temelinde o denli çok amatörce değil, pek düzgün şeyler kullanılmış, fleksi borular vesaire yani bilen biri yapmış ancak sorduğunuz vakit teçhizat yok, proje yok, kimin yaptığı belirli değil.”
Görüntülerde bir kişinin saat 01.00’e 12 kala aygıtı açtığının görüldüğünü belirten İskender, “İfadesinde inkar ediyor o öteki bir şey lakin sonuçta birisi bu aygıtı açıyor.” tabirini kullandı.
Yangın esnasında var oldukları görülen yangın söndürme aygıtlarının olaydan sonra “birileri tarafından yok edildiğini”, bunları bulamadıklarını söyleyen İskender, ayrıyeten birinci başladığı yerdeki hararetten, davlumbazın kaplamasının erimesinden ve renk dağılımından yangının şiddetinin 1100 derecelere kadar çıktığının anlaşıldığını bildirdi.
İskender, 400 gigabayta yakın görsel incelediklerini, bunun da kabaca 400 sinema seyretmeye eş paha olduğuna dikkati çekti.
Grand Kartal Otel ile Kartal Otel ortasında bir “tünel bağlantısı” (kapalı otopark) bulunduğunu lisana getiren İskender, buradaki güvenlik kameralarının 22 Şubat’a kadar olan kayıtlarının silindiğini tespit ettiklerini söyledi. Burada soğuk hava depolarının bulunduğunu belirten İskender, akaryakıt ve besin hususlarının tıpkı yerde depolandığını gördüklerini tabir etti.
Bilirkişi Prof. Dr. Cevat Erdem İmrak da “Raporun gecikmesi diye bir şey kelam konusu değil. Raporu hakkıyla, okuduğunuz hale getirmek vakit aldı. ‘İlk rapor’ diye bahsedilen şeyi okuduğunuzda, sonra sunduğumuz metni okuduğunuzda farkı anladığınızı kestirim ediyorum.” dedi.
