Tunç, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce Ankara Hakimevi’nde düzenlenen İsimli Yargı Kıymetlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, yargı mensuplarının adaletin yaşayan vicdanı, milletin adalet beklentisine açılan itimat kapısı olduğunu söyledi.
Yargı mensuplarının vazifesinin salt yasa kararlarını yorumlamak ve uygulamakla sonlu olmadığını belirten Tunç, hakim ve savcıların, maddi gerçeği bulanık perdelerin akabinde çekip çıkaran, hakkın, hukukun ve adaletin tarafsız bir vicdanla ete kemiğe bürünmesini sağlayan kararların mimarları olduğunu kaydetti.
Yargının, gücünü bağımsızlığından, meşruiyetini tarafsızlığından, saygınlığını ise vicdanlardan alarak millet ismine karar verdiğine dikkati çeken Tunç, milletin yargı hizmetlerinden memnuniyetini ve adalete olan itimadını en üst noktaya çıkarmanın herkesin asli vazifesi olduğunu vurguladı.
Tunç, adaletin tecellisinin aktif işleyen hukuk devletiyle mümkün olduğunu belirterek, “Yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşan kuvvetler ayrılığı istikrarıyla kurgulanan hukuk devletinin, adaleti tecelli edebilmesi için tarafsız ve bağımsız bir yargıya sahip olması gerekir. Adil, bağımsız, tarafsız, sağlam ve aktif bir yargı sisteminin işleyişi için de üç temel ögeye gereksinim vardır. Bunlar, toplumun gereksinimlerine yanıt veren bir mevzuat, fiziki ve teknolojik imkanların kâfi olması, faal, güçlü ve nitelikli bir insan kaynağına sahip olunması. Son 23 yılda emniyetli ve erişilebilir bir adalet sisteminin tesisini sağlamak ismine bu üç temel alanda da çok değerli gelişmeler, ilerlemeler sağladık.” diye konuştu.
FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü süreçlerinde yargı teşkilatının büyük hasar gördüğünü ve “arınma süreci” gerçekleştirildiğini vurgulayan Tunç, “Bu arınma sürecinden sonra kıymetli bir toparlanma sürecine girildi. 2002’de 9 bin civarında hakim ve savcımız vardı. Bugün prestijiyle 25 bin 695’e yükselmiş durumda.” sözlerini kullandı.
Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve aktifliğinin toplumun adalete olan itimadını inşa eden en temel öge olduğunu kaydeden Tunç, toplumun vicdanını temsil eden bağımsız Türk yargısının, karanlıkta ışık arayan herkesin umudu olduğunu söyledi.
“YARGI, YÜZÜNÜ KARANLIĞA DEĞİL, HUKUKUN AYDINLIĞINA DÖNMÜŞTÜR”
Bakan Tunç, vakit zaman bu umudu zedelemeye, vicdanları bulandırmaya yönelik telaffuzlara üzülerek şahitlik ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Dosyanın içeriğini bilmeden, soruşturmadaki kanıtlara vakıf olmadan, peşin kararla bir kişinin hatasız ya da hatalı olduğunu söylemek hukuk devletiyle uyuşmaz. Soruşturma ve davalar üzerinden yargı mensuplarımızı gaye alan, onları zan altında bırakan tabirlerin kamuoyuna sunulmasını ne vicdan ne hukuk kabul eder. Bu çeşit mesnetsiz yaklaşımlara sessiz kalmamız beklenemez. Yargı bağımsızdır, yargı misyonunu yapar. Bugün Türk yargısı, sırf Anayasa’ya, hukuka ve milletin iradesine bağlıdır.
Bunun en çarpıcı örneği, milletimizin mukadderatına kasteden 15 Temmuz gecesinde verilmiştir. O karanlık gecede yargı, yüzünü karanlığa değil, hukukun aydınlığına dönmüştür. Yargı, suskunluğa değil, milletin iradesine ses olmuştur. Yargı, endişenin gölgesinde değil, hukukun ışığında yürümüştür. O gece, yüreklerindeki vatan aşkıyla yola çıkan yargı mensupları, darbeciler hakkında derhal soruşturmaları açmış, gözaltı kararları almış ve millet iradesine, demokrasiye, insan haklarına sahip çıktığını göstermiştir.”
“MAKSATLI YORUMLAR, ADALET TERAZİNİZDE HİÇBİR BEDEL TAŞIYAMAZ”
Türkiye’de artık vesayetçi anlayışa takviye olan yargı sisteminin olmadığını söz eden Tunç, “Türk yargısı, bağımsız ve tarafsız, millet iradesine, hukuk devletine saygılı, hukukun üstünlüğünü önceleyen bir yapıya sahiptir ve bu türlü olmaya da devam edecektir.” dedi.
Tunç, yargı mensuplarının kararlarını Anayasa, kanun ve hukukun öngördüğü asıllar çerçevesinde tesis etmeleri gerektiğini belirterek, “Dosya kapsamını, hukuksal destekleri ve kanıtları incelemeden yapılan niyetli yorumlar ya da şahsi menfaat peşindeki değerlendirmeler, adalet terazinizde hiçbir kıymet taşıyamaz. Bu prestijle hukukun üniversal prensiplerine sadakatle ve vicdanınızın rehberliğinde hareket etmekle mükellefsiniz.” değerlendirmelerinde bulundu.
Toplantıya HSK Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci, HSK Birinci Daire Lideri Halil Koç, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Oğuzhan Yaşar, 81 ilin başsavcısı ve isimli yargı adalet kurulu liderleri da katıldı.
