Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, sanık Yolaç, müşteki H.E. ve şahit sözüne yer verdi.
Sanık Yolaç’ın sözünde, Bakırköy’de özel bir hastanede 2,5 aydır çalıştığını, vazifesinin hastalara fiyat bilgisi vererek süreci anlatmak olduğunu, olağanda hasta yakının yanına geldiğini, bilgilendirmeyi odasında yaptığını fakat müştekinin kendisi de bilgi almak istediği için koraner ağır bakımda hastanın yattığı kısımda hastaya anlattığını, hastadan para almadığını, yakınlarını muhasebeye yönlendirdiğini ve hastanın ısrarı üzerine alana girdiğini söylediği gerekçeli kararda belirtildi.
Kararda, müşteki H.E’nin ise şikayetinde hastane sorumlusunun kendisini oyaladığını, süreç sırasında kendisine 3 stent takılacağının söylendiğini, sürecin koldan mı yoksa kasıktan mı yapılacağı konuşulduğunu, tabibin kendi indirimini kullanacağını söylediğini, sanığın da tabibin yanında olduğunu ve sanığı konuşmak için yanına çağırmadığını söz ettiği aktarıldı.
“İŞLEMDE DEVLETİN VERDİĞİ STENDİN TAKILDIĞINI ÖĞRENDİK”
Stent takılma süreci devam ederken sanığın da orada bulunduğunu anlatan müşteki H.E’nin, “Stent takıldıktan sonra beni ağır bakım servisine aldılar. Sanık sonraki gün yanıma geldi. Muhasebeye gideceğimizi belirtti, muhasebeye gittik. Muhasebeye 5 bin lira ödeyecektim. 7 bin lira ödemem gerektiğini söylediler. Israrla fatura talep ettik, en son bize makbuz usulünde kağıda yazılı doküman verildiler, üzerine kaşe basılmasını istedik. Daha sonraki yapılan check-up sürecinde devletin verdiği stentin takıldığını öğrendik.” biçimindeki tabirine kararda yer verildi.
Gerekçeli kararda, hastanede kardiyoloji koordinatörü olarak çalışan sanık Hande Yolaç’ın doktor tarafından sedye üzerinde anjiyo süreci yapılmayı bekleyen müştekinin yanına gelerek, müştekiyle anjiyonun nasıl yapılacağı ile stentlerin özellikleri konusunda fiyat bilgisi verdiği, müştekinin taburcu olacağı gün 7 bin lira ödeme alındığının anlaşıldığı belirtildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu Sıhhat Uygulama Bildirimi’nde ek fiyat alınmayacak “Sağlık Hizmetleri” başlığıyla düzenlenen unsurunda, hangi durumlarda hastalardan ek fiyat alınamayacağının belirtildiği, buna nazaran acil haller nedeniyle sunulan sıhhat, ağır bakım ve yanık tedavisi hizmetleri ile kanser tedavisinde fiyat alınamayacağının düzenleme altına alındığı kararda kaydedildi.
Kararda, bununla birlikte evrak kapsamında bulunan Toplumsal Güvenlik Vilayet Müdürlüğüne yazılan müzekkere yazı yanıtında, “Sağlık Uygulama Bildirimi kararı gereği, yatarak tedavileri devam eden hastalardan tıbbi gereç ve ilaç bedellerine bağlı olarak rastgele bir ek fiyat alınması kurumumuz mevzuatına karşıttır.” formunda düzenlemenin bulunduğunun bildirdiğine yer verildi.
Hande Yolaç’ın “kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum yahut sıkıntı kaidelerden yararlanmak suretiyle dolandırıcılık” kabahatinden indirim uygulanarak 1 yıl 1 ay 10 gün mahpusla cezalandırılmasına hükmedildiği kararda yer aldı.
Sanığın sabıkasız olması, ziyanı gidermiş olması ve bir daha hata işlemeyeceği konusunda kanaat oluştuğundan Yolaç hakkında kararın açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlatıldı.
Sanığa yurt dışına çıkamama formunda isimli denetim uygulandığının kaydedildiği kararda, sanığın tahliyesine hükmedildiği belirtildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Hande Yolaç’ın “kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum yahut güç kurallardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık” hatasından 3 yıldan 10 yıla kadar mahpusla cezalandırılması, ayrıyeten Türk Ceza Kanunu’nun “etkin pişmanlık” başlıklı 168. hususu uyarınca cezasında indirime gidilmesi talep edilmişti.
