İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Şiddetli Holding’e bağlı Vestel Üst Yöneticisi Ergün Güler “mağdur” sıfatıyla yer aldı.

Mağdur Ergün Güler’in ramazan ayı nedeniyle 28 Şubat’ta Vestel çalışanları ve yöneticileri ile Güçlü Holding’in yöneticilerine kurumsal mail adresinden toplu olarak ramazan tebriği içerikli elektronik posta gönderdiği belirtilen iddianamede, cürüm tarihinde Şiddetli Holding’in Üst Yöneticisi olan Köksal’ın ise buna cevaben, mağdura ve mailde ekli tüm kullanıcılara ramazan ayının kutlanmaması içerikli toplu mail gönderdiği anlatıldı.

İddianamede, kelam husus mailin bir kısım toplumsal medya platformlarında ve basın yayın organlarında da yayınlandığı aktarılarak, mail içeriğindeki sözler nedeniyle Köksal hakkında “inanç, fikir ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” kabahatinden resen soruşturma başlatıldığı söz edildi.

MAĞDUR GÜLER’İN İFADESİ

İddianamede tabiri yer alan mağdur Ergün Güler, yaklaşık 26 yıldır Güçlü Holding’in iştiraki olan Vestel şirketlerinde değişik vazifelerde çalıştığını, bir buçuk yıldır da üst yönetici olarak vazife yaptığını söyledi.

Çalıştığı süreçte resmi ve dini bayramlarla özel günlerde şirket içi tüm çalışan ve yöneticiler ile Güçlü Holding yöneticilerine kutlama bildirileri gönderdiğini belirten Güler, daha evvel gönderdiği bildirilerle ilgili rastgele bir ikaz yahut engelleme olmadığını lisana getirdi.

Güler, 28 Şubat’ta da ramazan ayı münasebetiyle şirket çalışanları ve yöneticileri ile Kuvvetli Holding yöneticilerine kurumsal adresten mail gönderdiğini anlatarak, tıpkı tarihte Bekir Cem Köksal’ın, mailine “Ergün, bizim kurumsal olarak kutlanacak günler listemizde Ramazan ayı yer almıyor…” biçiminde başlayan bir karşılık yazdığını kaydetti.

Kendisinin bu maili gördükten sonra Köksal’ı arayarak yaptığının yanlış olduğunu söylediğini belirten Güler, Köksal’ın da aslında maili yalnızca kendisine göndereceğini, ezkaza tümünü yanıtlayı seçtiği için tüm iştirakçi listesine mailin gittiğini söylediğini aktardı.

Güler, daha sonra Köksal hakkında soruşturma başlatıldığını basın yayın organlarından öğrendiğini, olay sebebiyle kimseden şikayetçi olmadığını lisana getirdi.

KÖKSAL’IN BİLDİRİSİNDEKİ TABİRLER ÇALIŞANLAR ÜZERİNDE BASKI KURMAYA YÖNELİK

İddianamede, “Köksal’ın kullandığı tabirlerinin, tabir özgürlüğü ve tenkit hudutlarını aşarak, mağdur ve başka çalışanların inanç, fikir ve kanaatlerinden kaynaklanan ömür şekillerine ait tercihlerine hukuka alışılmamış davranışla müdahale etme niteliğinde” olduğu kaydedildi.

Köksal’ın şirketteki pozisyonu, mağdurun çalıştığı şirketin de Kuvvetli Holding’e bağlı olması nedeniyle ortalarındaki hiyerarşi de dikkate alındığında, ileti içeriğindeki sözlerinin mağdur ve Vestel çalışanları üzerinde baskı kurmaya, iradelerini etkilemeye ve sanık Köksal’ın emeli doğrultusunda sonuç doğurmaya elverişli olduğu belirtilen iddianamede, Köksal’ın cürümden kurtulmaya yönelik savunmasına prestij edilmediği kaydedildi.

İddianamede, Köksal’ın, bir cürüm sürece kararının icrası kapsamında tek aksiyonla mağdura ve Vestel Şirketler Kümesi çalışanlarına yönelik üzerine atılı cürmü zincirleme biçimde işlediğine dair hakkında kamu davası açılmasını gerektirir kâfi kuşkunun oluştuğu aktarıldı.

Sanık Köksal’ın “zincirleme biçimde inanç, fikir ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” hatasından 1 yıl 3 aydan 5 yıl 3 aya kadar mahpusu istenen iddianame, Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Köksal, sevk edildiği adliyede hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak hür bırakılmıştı. Zorlu Holding Yönetim Kurulu da Köksal’ın holdingin CEO’luğu misyonundan istifa ettiğini duyurmuştu.