Milli Savunma Bakanlığı Basın-Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, basın bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Tuğamiral Zeki Aktürk’ün açıklamaları şöyle:

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ulusal birlik ve beraberliğimiz ile ülkemizin varlığına yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı gayretini kararlılık ve azimle sürdürmektedir. Geçtiğimiz hafta içerisinde; Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 3, mağarada tespit edilen ve teslim ol davetine uyan 2 olmak üzere toplam 5 PKK’lı terörist daha teslim olmuş, devam eden operasyonlar ve arama-tarama faaliyetleri kapsamında Pençe-Kilit operasyon bölgesinde tespit edilen teröristlere ilişkin barınak, sığınak ve mağaralarda çok sayıda silah, mühimmat ve çeşitli gereç ele geçirilerek kullanılamaz hâle getirilmiştir.

Ayrıca Suriye’deki harekât bölgelerinde mayın/el üretimi patlayıcı ile tünel tespit ve imha çalışmaları aralıksız devam etmektedir. Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 22 Nisan’da teröristler tarafından gerçekleştirilen atakta yaralanan ve yapılan tüm müdahalelere karşın 23 Nisan’da şehit olan kahraman silah arkadaşımız Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’a bir sefer daha Allah’tan rahmet diliyoruz. 

 EUROFİGHTER TEDARİKİNDE SON DURUM

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Almanya’nın Eurofighter tedarikine onay vermediğine dair haberlerle ilgili sorular üzerine şunları söyledi:

“Eurofighter Typhoon uçağının ülkemize satışına yönelik görüşmeler İngiltere ile yapılmaktadır. Bizim şuana kadar Almanya ile bir görüşmemiz olmadı. Sürecin en başından bu yana muhatabımız olan İngiliz makamları tarafından bize resmi olarak iletilen olumsuz bir konu bulunmamaktadır. Birleşik krallık devlet yetkilileri ve üretici firma vazifelileri ile süreç planlandığı halde sıkıntısız yürütülmektedir. Ayrıyeten Eurofighter Typhoon uçağının satışı ile ilgili olarak fiyat kıymetlendirme sürecimiz devam etmektedir.”

IRAK’IN KUZEYİNDE TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARINA ATILAN BİLDİRİLER

Bakanlık kaynakları, Irak’ın Kuzeyindeki terör örgütü barınma alanlarına atılan ve teröristlere teslim olmaları daveti yapan bildirilerle ilgili sorulara şu karşılığı verdi:

“Terör örgütü PKK’nın kendini fesih ve silah bırakma sürecini teşvik ederek alt takımlarda bulunan kararsız örgüt mensuplarını teslim olmaya ikna etmek, terörle uğraşta devletimizin kararlılığını göstermek, silahlı uğraşın bir çıkış yolu olmadığını, tek dermanın Türk adaletine teslim olmak olduğunu anlatmak niyetiyle Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak hazırlanan bildiriler Irak’ın kuzeyindeki örgütün barınma alanlarına havadan atılmaktadır.”

SURİYE’DEKİ SON DURUM

Bakanlık kaynakları, Suriye’deki son duruma ait sorular üzerine de şunları söyledi:

“Suriye’nin varlıkları ve kaynakları Suriyelilere aittir. Bu kapsamda Tişrin Barajı’nın Suriye Yeni Hükümeti’ne teslimi hususu yakından takip edilmektedir. Suriye idaresinden gelen talepler, başta DEAŞ olmak üzere terör tehditlerine karşı ortak çaba üzerine ağırlaşmaktadır. Bilindiği üzere 9 Mart 2025 tarihinde Ürdün’ün konut sahipliğinde; Türkiye, Irak, Suriye ve Lübnan’ın iştirakiyle Bakanlar düzeyinde bir toplantı icra edilmişti.

Söz konusu toplantıda iştirakçi beş ülke, başta DEAŞ terör örgütü olmak üzere Suriye’nin terörle uğraşına takviye sağlama konusunda mutabık kalmıştır.  Suriye’nin yeni hükümetinin talepleri doğrultusunda ve ilgili devletler ile varılan mutabakatla ortak bir harekât merkezi kurulması konusunda fikir birliğine varılmıştır.

Suriye’de teşkil edilmesi planlanan Birleşik Harekât Merkezine yönelik ilgili ülkelerin iştiraki ile teknik toplantılar devam etmektedir.” 

 HAVA HARP OKULU’NUN TAŞINACAĞI SAVLARI VE PEÇ OLAYI

Bakanlık kaynakları, Hava Harp Okulu’nun İzmir’e taşınacağı argümanları ve Konya’da yaşanan Peç olayına dair sorulara şunları söyledi:

“Son periyotta ortalarında gazeteci ve emekli askerlerin de olduğu birtakım bireyler tarafından şahsi çıkar ve siyasi saiklerle Bakanlığımızı ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizi amaç alan, gerçeklikten uzak, niyetli ve sistematik dezenformasyon gayretlerinin giderek arttığı gözlenmektedir. Şan ve onurla misyon yapan Mehmetçiğin fedakârca uğraşını gölgelemeye yönelik bu kirli bilgi operasyonları, ne ahlaki ne de vicdani bedellerle bağdaşmamaktadır.

Bir kısmı dedikodu niteliğindeki eksik ve yanlış bilgileri içeren ve gerçeği yansıtmayan bilgi ve haberlerin gayesi Türk Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratmak, halkın gözünde prestijini zedelemek ve yapay gündemler yaratmaktır. 

Türk Silahlı Kuvvetleri, anayasa ve maddelerle kendisine verilen vazifeleri, ulusal güvenliğimizin teminatı olarak, büyük bir disiplin ve kararlılıkla yerine getirmeye devam etmektedir. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerimize yönelik mesnetsiz ve makus niyetli telaffuzlar, yalnızca ordumuzu değil, tıpkı vakitte devletimizin güvenliğini ve milletimizin birliğini maksat almaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyet tarihinin en ağır ve en faal vazifelerini icra ettiği ve hiç olmadığı kadar şeffaf olduğu bu periyotta Bakanlığımızdan mevzuyla ilgili bilgi talep edilmeden yapılan haber, paylaşım ve yorumların amaçlı ve arka niyetli olduğu aşikârdır.

Türk Silahlı Kuvvetlerini maksat alan hiçbir iftira, karalama ve palavra kampanyası hedefine ulaşamayacaktır. Kamuoyunun; Türk Silahlı Kuvvetlerimizi maksat göstermeye, yıpratmaya ve algı oluşturmaya yönelik aldatıcı ve amaçlı haberlere karşı dikkatli olması, sadece resmî kaynaklardan yapılan açıklamalara prestij etmesi büyük ehemmiyet taşımaktadır. Temelsiz ve aldatıcı argüman ve telaffuzlara ait yasal süreçler acilen başlatılmakta ve titizlikle takip edilmektedir.”

GKRY BAŞBİSKOPOSU’NUN AÇIKLAMALARI

Bakanlık kaynakları, GKRY Başpiskoposu’nun Kıbrıs’taki Türkleri gaye alan açıklamalarına şu sözlerle karşılık verdi:

“GKRY Başpiskoposu’nun açıklamalarını geçtiğimiz haftalarda gündeme gelen yeni terör örgütü kurulması gelişmesiyle birlikte pahalandırmak gerekir. Son açıklamalar, Kıbrıs Adası’nda bugüne dek çözümsüzlüğe sebep olan, ayrımcı, fanatik ve provokatif zihniyetin en açık tezahürlerinden birisidir. Tarihi gerçekleri yok sayan, mevcut durumu ve Türkiye’nin Kıbrıs Adası’ndaki varlığını çarpıtan bu zihniyet; barış, diyalog ve yapan bir yaklaşımın önünde ki en büyük pürüzdür.

Uluslararası hukuku ve insani pahaları hiçe sayan bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkının legal haklarını ve güvenliğini gaye almaktadır. Ayrıyeten unutulmamalıdır ki, Kıbrıs hiçbir vakit bir Rum adasıolmamıştır. Buna emsal niyetteki planların hayata geçirilmesi mümkün değildir ve buna müsaade edilmeyecektir. Kıbrıs Türk halkı bu adanın asli ve eşit ortaklarıdır ve hiçbir güç onları bu topraklardan çıkarmaya muktedir olamayacaktır.

GKRY’yi, şiddet ve düşmanlık lisanı yerine aklıselimle hareket etmeye, iki halkın hükümran eşitliği temelinde bir tahlile katkı sunmaya davet ediyoruz. Bugün Kıbrıs Adası’nda barış hâkimse bunun Türkiye sayesinde olduğu hatırlanmalıdır. Türkiye, GKRY’nin Kıbrıs Türklerinin güvenliğini ve Ada’da barış ve istikrar ortamını tehdit eden faaliyetlerine karşı garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri daha evvel olduğu üzere kullanmaktan çekinmeyecektir.“

“TÜRKLERİ KOVUN” ÇAĞRISI

Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yeorgios, Paskalya genelgesinde; Yunanistan ve destekçilerine seslenerek Kıbrıs’tan ‘’Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak’ için ortak mücadele’’ daveti yapmıştı.