Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti programına bir görüntü bildiri gönderdi. Bildirisinde, İlim Yayma Cemiyeti’nin, üç çeyrek asırlık tarihiyle Türk milletinin medarı iftiharlarından biri olduğunu belirten Erdoğan, “Biz de bu topluluğun bir mensubu olmaktan ebediyen onur duyduk. Birinci gençlik yıllarımızdan itibaren bu güzide çatının altında yer aldık. Burada kalbi ülkesine ve milletine hizmet aşkıyla dolu birçok insan tanıdık.” sözlerini kullandı.
Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü; Peygamber Efendimizin, insanların en iyisi insanlara yararlı olanıdır buyruğunu kendine rehber edinmiş kaç vakıf insanıyla gönüllüdaşlık yaptık. Burada hepsini saymaya kalksak buna vakit kifayet etmez. Ortalarında Emin Saraç Hoca Efendi, Raşit Küçük Hoca Efendi üzere değerli isimlerin de olduğu kaç büyüğümüz dünya defterini kapattı, ebedi aleme göç eyledi. Rabbim hepsinden razı olsun. Ruhlarını şad, yerlerini cennet eylesin. Bu insanların hepsi isimlerini milletimizin kalbine yazdırmışlardır.
İlim Yayma cemiyetinde yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızın bir kısmıyla daha sonra siyasette birlikte gayret ettik. Bu aziz çatı altında edindiğimiz bedeller, hasletler ve prensipler hayatta olduğu üzere siyasette de bize yol gösterdi. İlim Yayma Cemiyeti’nin kimliğinin omuzlarımıza yüklediği yükü her vakit layıkıyla taşımaya çaba ettik. Evet, ilim yayma öyküsü Türkiye’nin öyküsüdür. Bizim de hikayemizdir. Cemiyetin kuruluşunda olduğu üzere bizler de önemli zorluklarla karşılaştık. Hak etmediğimiz itham ve iftiraların muhatabı olduk. Haksızlıklara maruz kaldık. Direkt canımıza kasteden kalleş hücumların maksadı olduk. Lakin inandığımız bedellerden ve amaçlarımızdan asla taviz vermedik. İman varsa imkan da vardır inancıyla çabayı hiçbir vakit bırakmadık. Bunda ilim yayma bünyesinde öğrendiğimiz ve kendimize pusula edindiğimiz hasletlerin alışılmış ki büyük rolü bulunuyordu.
Bakın şunu çok açık ve net tabir etmek isterim. İlim Yayma cemiyetinin yalnızca bir istekli teşekkülü değildir. Tıpkı vakitte bir gönül hareketidir. Cemiyetin bilhassa millete, ümmete ve insanlığa yararlı kuşaklar yetiştirme misyonu her türlü takdirin üzerindedir. İlim Yayma cemiyetinin eğitim ve sivil toplum hizmetlerine de yeni bir soluk kazandırmıştır. 100’ün üzerinde İmam Hatip Lisesi cemiyetin katkılarıyla hayata geçti. Ülkemizin dört bir yanındaki öğrenci yurtları ve eğitim merkezlerinden on binlerce talebe yetişti. İlim ve irfan hırkasını giymiş ufuk sahibi o talebeler daha sonra bürokrat, siyasetçi, iş adamı, akademisyen olarak ülkemize muvaffakiyetle hizmet ettiler. Milletten aldıklarını yeniden millete vermenin uğraşında oldular. Allah’a hamdolsun. İlim yayma ocağı tüttümeye hala devam ediyor.
Bilhassa gereksinim sahibi öğrencilerimizin elinden tutan cemiyetlerimiz bu ülkenin istikbalini nakış nakış işliyor. Dünyanın savrulduğu tabloyu gördükçe bunların ne kadar değerli ve stratejik çalışmalar olduğunu daha âlâ anlıyoruz. Biliyorsunuz benim sık sık hatırlattığım bir kelamı kibar var. Ehl-i irfan şöyle diyor: “Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız, tohum ekin. On yıl sonrasını düşünüyorsanız, fidan dikin. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsanız, insan yetiştirin.” Bizim de tüm gayemiz işte budur. İnsan yetiştirmek, insan yetiştirmek. Bizden devraldığı sancağı çok daha üstlere taşıyacak dava ve misyon sahibi jenerasyonlar yetiştirmek. Rabbime sonsuz hamdü senalar olsun. Bu mevzuda çok ümitvarım. TEKNOFEST gençliği maşallah gümbür gümbür geliyor. Tüm taarruzlara ve kara propagandaya karşın yeni jenerasyonlar daha şuurlu, daha dirayetli, daha mücadeleci yetişiyor.
