Arnavutköy’deki Sazlıbosna Baraj Gölü’nde 2018 yılında poşete konulmuş halde cesedi bulunan 5 yaşındaki kız çocuğu hakkındaki soruşturma, o tarihte kimliği tespit edilemediği için Daimi Hatalar Ofisi’ne devredilmişti. 2024 yılının Kasım ayına kadar faili meçhul olarak kalan belge, 12 yaşındaki E.E.’nin Esenyurt’taki okulundaki rehber öğretmenine, ‘Babam kardeşim Melike’yi öldürüp, poşete koydu. Onu da götürüp göle attı’ demesi üzerine tekrar açıldı. Öğretmenin durumu polise bildirmesi sonrasında çocuğun pedagog eşliğinde alınan sözünden yola çıkan polis takımları, cesedi bulunan Melike Eşiyok’un babası Cahit Eşiyok, annesi Meryem Ataman ve Cahit Eşiyok’un eski eşi Zehra Öztürker’i gözaltına aldı. Emniyetteki süreçleri tamamlanan şüpheliler, çıkarıldıkları isimli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanını birinci duruşması bugün görüldü. Duruşma salonunda tutuklu sanık Meryem Ataman ve avukatlar hazır bulunurken, öteki tutuklu sanıklar Cahit Eşiyok ve Zehra Öztürkler duruşmaya Ses ve İmajlı Bilişim Sistemi(SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
ANNE: ‘DİĞER ÇOCUKLARIMI KORUMAK İÇİN SUSTUM’
Kimlik tespitleri ile başlayan duruşmada birinci olarak savunması alınan anne Meryem Ataman, “Ben öbür çocuklarımı korumak için sustum. 2018’de Melike’nin öldüğünü öğrendim. Bana Cahit söyledi. Zehra konuttan gidince, beni arayıp çocuklara bakamadığını söyledi. Meskene gittiğimde Melike’nin öldüğünü öğrendim. Bedeninde morluklar vardı. ‘Polise gitsem bizi suçlarlar’ diyerek dehşetinden gitmediğini söyledi. ‘Eğer polise gidersen seni de öldürürüm’ dedi. Çocuklarıma ziyan vermesin diye sustum. Esasen çocuklar büyüyünce onlar anlatsın istedim. Çocukların öğretmene anlattığını öğrenince Melike’nin kimliğini yanımda taşımaya başladım. Zira çocuklar öğretmene anlatmıştı ve olayı pazartesi ortaya çıkaracaklardı. Çocukların saçları kesilmişti, gözlerinin altı mosmordu. Aç susuz bırakılmışlar. Gidip şikayet edemedim. Zira tehdit edildim. Gidecek yerim de yoktu” dedi.
SANIK CAHİT EŞİYOK: VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM
Daha sonra savunması alınan sanık Cahit Eşiyok, “Üstüme atılı hiçbir cürmü kabul etmiyorum. Ben polis gruplarına her şeyi anlattım. Ölen çocuk benim çocuğum. Vicdan azabı çekiyorum. 2017 yılında Meryem ile boşandık. O sırada başka sanık Zehra ile birlikte 7-8 ay kadar çocuklarla birlikte yaşadık. Çocuklarıma düşkün olduğum için velayeti ben aldım. Çocuklar Zehra ve ben, öbür bir konuta taşındık. Birinci başta her şey çok hoştu, lakin sonra Zehra çocuklara kızmaya başladı. Bu sebeple Zehra ile tartışmalarımız artmaya başladı. Bana, ‘Çocukları anneye ver. Bizim huzurumuz kalmadı’ dedi. Ben de, ‘Olmaz’ dedim. Bir gün Zehra beni arayıp, ‘Çocuklardan bıktım. Yeniden altına kaçırdılar. Ben artık bakmayacağım’ dedi. Ben de, ‘Bakmazsan bakma’ dedim. Bir gün oğlum H. ile kızım E. bana, Zehra’nın Melike’yi çarşafla peteğe bağladığını söyledi. Bunun üzerine Zehra ile hengame ettik ve çocukları alıp konuttan çıktım. O gece otomobilde yattık. Melike bana, ‘Ben o bayanı sevmiyorum. Konuta geri dönmeyelim’ dedi. Ben de yaşı küçük diye dikkate almadım. H.E ve E.E’ye, ‘Kadın size berbat davranıyor mu?’ diye sordum. Onlar da, ‘Yok’ dediler. O yüzden onları dinleyip, konuta geri döndüm. Konuta döndükten 2-3 gün sonra Zehra beni arayıp, çocuklardan şikayetçi oldu. Salona tuvaletini yaptıkları için kızıp, çocukları dövdüm. 2 gün sonra, bu sefer de Melike altına kaçırmış. Gittim, üstünü değiştirdim. Yeniden bir gün yemek yerken kusmaya başladılar. Zehra, ‘Benim inadıma yapıyorlar’ deyip bağırıp çağırdı ve biz yeniden tartıştık” dedi.
MELİKE’NİN NASIL ÖLDÜĞÜNÜ ANLATTI
Melike’nin öldüğü günü anlatan sanık Cahit Eşiyok, “Kızım Melike’nin öldüğü gün işteydim. Sabah ben işe gittikten 2 saat sonra Zehra beni arayıp, Melike’nin nefes almadığını ve meskene gelmem gerektiğini söyledi. Ağabeyime rica ettim. Beni konuta bıraktı. Meskene vardığımda Zehra kapıyı açtı. Melike’nin yattığı odaya gittim. Yatağında sırt üstü yatıyordu. Reaksiyon ve yanıt alamadım. Kalp atışını dinledim, nabız yoktu. Kalp masajı yapmaya çalıştım. Öldüğüne emin olduktan sonra, bağırarak ağlamaya başladım. Hastaneye götürmek istedim, ancak Zehra bana, ‘Sakin ol. Çocuk ölmüş. Hastaneye götürsek de geri gelmeyecek’ dedi. ‘Nasıl oldu bu?’ diye sorduğumda, bana Melike’nin kendisinden su istediğini, içerken öksürüp, kötüleştiğini söyledi. Zehra bana, ‘Hastaneye götürsek bizi mahpusa atarlar. Bizim öldürdüğümüzü düşünürler. Denize atalım’ dedi. Ben de, ‘Öyle olmaz gömelim’ dedim. Kızımı yıkarken dizinde morluklar vardı. Zehra’ya sorduğumda, ‘Parkta düştü’ dedi. Bu morluklar ölmeden 10 gün evvel vardı. Çocuğumu banyoya götürdüm. Yıkadım, yatak çarşafıyla kefen niyetine sardım. Büyük bir poşet vardı onun içine koydum. ‘Nasıl götüreceğiz?’ diye sorduğumda Zehra, ‘Birisi var, araç kiralıyor’ dedi. Bir arada gidip, arabayı aldık. Melike’nin cansız vücudu odadaydı. Kapıyı kilitledik. Sonra meskene geldik. Akşam havanın kararmasını bekledik. Hava kararınca yola çıktık. Bir mezarlığa gittik. Dolu mezarı kazmaya çalıştım, ancak sonum boşaldı. Kazamadım. Sonra farklı bir mezarlığa gittik, ancak benim araçtan inecek durumum yoktu. Pes edip meskene geldik. Sonraki gün oldu. Biz Sazlıbosna Barajına gittik. Cesedi araçtan çıkardım. Gölün ortasına denk gelecek formda poşeti getirdim. 2 taş koyarak suya bıraktım. Kendime geldikten sonra pişman oldum. Ağlamaya başladım. Zehra, ‘Başka konuta taşınalım’ dedi. Biz de taşındık” tabirlerini kullandı.
‘ÇOCUKLARA EZİYET ETTİĞİNİ FARK ETTİM’
Savunmasında öteki sanık Zehra’nın çocuklarına eziyet ettiğini fark ettiğini söyleyen Cahit Eşiyok, “Ben Zehra’dan, ‘Acaba o mu öldürdü?’ diye şüphelenmeye başladım. Bir türlü çocuklarımla baş başa kalmamıza müsaade vermiyordu. Bir gün Zehra’nın meskenden çıktığını öğrendim. Çabucak meskene döndüm. Konuta gittiğimde, oğlum H.E. ve kızım E. E’nin saçlarını kestiğini, ikisini de dövdüğü için oğlumun altına kaçırdığını ve çocukları tazyikli soğuk suyla yıkadığını gördüm. Zehra’yı arayıp, meskene çağırdım. Geldiğinde her şeyi bildiğimi söyleyip, ‘Nasıl bu türlü bir şey yaparsın?’ dedim. Dizlerime kapandı, özür diledi. Ben de ona vurmaya başladım Saçlarından tutup balkona sürükledim. Balkondan atmaya çalıştım. Bana direndi. Beni itti, ben yere de fikir kaçıp, dışarı çıktı. Zehra’nın gitmesinden sonra Meryem’i arayıp, konuta dönmesini istedim. Bu basamakta gayem çocukları Meryem’e bırakıp, Zehra’yı öldürmekti. Meryem’i ablasından aldım. Meskenin önüne gelene kadar Melike’nin öldüğünü söylemedim. Konutun önünde her şeyi anlattım. Ağlamaya başladık birlikte. Çocuklar Meryem’i görünce çok sevindiler” dedi.
‘TEK BAŞINA OTOMOBİLE KOYDU VE GÖTÜRDÜ’
Üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyen sanık Zehra Öztürker ise savunmasında, “Melike yemeğini yemediği için Cahit elini kaldırdı. Ben pürüz oldum, sonra işe gitti. O gün Melike tüm gün yattı. Hiçbir şey yemedi. O gün Cahit odaya girdi. Melike’nin eli, ayağı buz üzereymiş. Ben o sırada mutfakta kahvaltı hazırlıyordum. Yanıma geldi, ‘Melike hareket etmiyor’ dedi. Cahit, tek başına Melike’yi otomobile bindirdi ve götürdü. Nereye gömdü bilmiyordum. ‘Hastaneye gidelim’ dediğimde, ‘Sen karışma. Seni de öldürürüm, çocuklarını da’ dedi.
‘KARDEŞİMİN MEVTİNİ KAPI ARALIĞINDAN İZLEDİK’
Duruşmada hayatını kaybeden Melike Eşiyok’un kardeşleri H.E. ve E.E.’nin de pedagog eşliğinde sözleri alındı. H.E. tabirinde, “Biz kapı aralığından gördük. Kardeşim koltukta yatıyordu. Ayağında ve kolunda kesik vardı. Babamın bacağının yanında çekiç vardı. Zehra da babamın yanına daima buz götürüyordu. Biz o vakit bir şey yapamadık, küçüktük. Bizi babam da, Zehra da dövüyordu. Annem, Melike’yi babamın öldürdüğünü bilmiyordu. Biz söyleyince, babam onu tehdit etti. Bana ve kardeşlerime çok azap yaptılar. Zehra benim ayağıma çekiçle vuruyordu. Bizi daima dövdükleri için altımıza kaçırıyorduk. Öbür kardeşim E.’yi, soyarak yağmurda beklettiler. Günlerce susuz ve aç kaldık. Melike’ye hiç yemek vermiyorlardı” dedi.
Diğer kardeş E.E. ise, “Babamla Zehra, Melike’yi öldürdü. Babam Melike’yi zincirle elinden tutup, sırtüstü yatırıp öldürdü. Tüm hudutlarını Melike’den çıkarıyorlardı. Kıyafetlerimizi çıkarıp bizi soğuk suyla yıkıyorlardı. Bizi sopayla her gün dövüyorlardı” dedi.
ANNE TAHLİYE EDİLDİ MAHKEME ERTELENDİ
Tüm tarafların savunma ve sözlerinin tamamlanmasının akabinde duruşma savcısı temel hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanıklar Cahit Eşiyok ve Zehra Öztürker’in ‘Altsoydan çocuğa karşı taammüden öldürme’ kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus ile cezalandırılmasına, çocukların annesi Meryem Ataman’ın ise yargılandığı ‘Suçluyu kayırma’ kabahatinden beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi. Mütalaayı kıymetlendiren mahkeme heyeti, sanık Meryem Ataman’ın tahliye edilmesine karar vererek, sanık avukatlarının mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmesi hedefiyle duruşmayı 2 Mayıs tarihine erteledi.
