1-) DEM Parti ve örgüt kanadı daima “fiziki özgürlük” istese de, Öcalan’ın, güvenlik telaşıyla İmralı dışına çıkmak istemediği biliniyor.

2-) “Umut hakkı” talebi de sürecin ilerleyen saflarında gündeme gelebilecek bir husus olarak bedellendiriliyor. En kısa vadede yapılabilecekler ortasında Öcalan’ın süreçle ilgili temas ve diyalogları için daha rahat bir ortama kavuşturulması imkanının tanınabileceği söz ediliyor. İdari kararla daha geniş bir çalışma ortamına sahip olmasının sağlanacağı hatta sağlandığı konuşulurken, gündeme getirilecek düzenlemeler ile avukatları, DEM Partililer ile görüşme imkanlarının artırılması, diğer siyasi parti temsilcileri ve dilek ettiği akademisyen, muharrir, gazeteciler ile görüşmelerine müsaade verilmesinin mümkün olacağı belirtiliyor. Telefon hakkı sağlanması da tanınacak imkanlar ortasında sıralanıyor.

3-) PKK kongre kararlarına bağlı olarak DEM Parti’nin fevkalâde kongreyle tekrar yapılanacağı da kulislerde konuşulanlar ortasında. Bu çerçevede Öcalan’ın parti kuracağı, tekrar yapılanan partinin başına geçebileceği hatta kendisine Meclis yolu açılıp açılmayacağı da merak ediliyor. Fakat şu andaki mevcut anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu kararları buna mutlaka imkan tanımıyor. Hasta tutuklu ve mahkumların hür bırakılması, İnfaz Kanunu’nda beklentileri karşılayacak düzenlemelere gidilmesi, silah bırakan PKK’lıların akıbeti, kayyum düzenlemesiyle misyondan alınan belediye liderlerinin vazifeye iadesi üzere adımların atılmasının ardından DEM Parti, MHP önderi Devlet Bahçeli’nin de dillendirdiği umut hakkının gündeme gelmesini bekliyor.