1- Sıhhatsiz hayat alışkanlıkları yol açabiliyor!
Migrene yol açabilecek pek çok alışkanlık vardır. En yaygın kusurlu alışkanlıklar ortasında; sistemsiz uyku, çok gerilim, yanlış beslenme ve dehidratasyon (yetersiz su tüketimi) yer alır. Ayrıyeten uzun vadeli bilgisayar yahut telefon kullanımı, makûs duruş alışkanlıkları ve çok gürültüye maruz kalma da migreni tetikleyen faktörler ortasındadır.
2- Ekran maruziyeti ve gerilim tetikliyor!
Son yıllarda, migrenin çocuklar ve genç yaş kümelerinde da daha fazla görüldüğü gözlemlenmektedir. Bilhassa okul çağındaki çocuklarda gerilim, ekran müddetlerinin artması ve sistemsiz uyku üzere etmenler migreni tetikleyebilmektedir. Çocuklarda migren ekseriyetle okul devri ile birlikte başlar. Bilhassa ailede migren hikayesi olan çocuklar, bu hastalıkla daha fazla karşılaşmaktadır. Çocuklarda migrenin belirtileri, yetişkinlere nazaran farklılık gösterebilir. Çocuklar çoklukla baş ağrılarının yanı sıra, bulantı, kusma ve ışığa hassaslık üzere belirtiler de yaşayabilirler. Çocuklardaki migrenin tedavisi ise, ilaç kullanımı daha sonlu olduğu için daha dikkatli bir formda yapılmalıdır.
3- Keskin ve zonklayıcı ağrılarla ortaya çıkıyor
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur, “Migren hastaları, ağrılarını farklı formlarda tanımlayabiliyorlar. Ağrı çoklukla başın bir kısmında, bilhassa şakaklar ve alın bölgesinde ağırlaşıyor. Hastalar, ağrıyı “keskin, zonklayıcı”, “sanki başımda bir martı çığlık atıyor gibi”, “başımda bir basınç var, güya bir şey sıkıyor” halinde tabir edebiliyorlar. Migren, bireye nazaran farklı yoğunlukta ve müddetlerde hissedilmekle birlikte, migren hastaları, baş ağrısından evvel “aura” denilen duyusal yahut görsel bozukluklar da yaşayabiliyorlar” diyor.
4- Bu besinler migren ataklarına yol açabiliyor!
Bunların yanı sıra, birtakım besin unsurları de migreni tetikleyebilir; çikolata, peynir, alkol ve işlenmiş etler üzere yiyecekler migren ataklarını başlatabilir. Başta peynir olmak üzere çeşitli besin hususlarında bulunan tiramin bilhassa kimi bireylerde kan basıncını artırarak migren ataklarını tetikleyebilmektedir. Bilhassa parmesan, mozarella ve çedar üzere peynirler yüksek tiramin içerikli besinler ortasında yer almaktadır. Tütsülenmiş etler, salam ve sosis üzere işlenmiş besinlerde yaygın bulunan nitrat, yüksek histamin içeriği nedeniyle kırmızı şarap ve fazla kafein tüketimi de migren ataklarını tetikleyebilmektedir.
5- Yanlışsız teşhis ve tedavi ile denetim altına alınabiliyor!
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur, migren teşhisinin klinik kıymetlendirme, nörolojik muayene ve görüntüleme sistemleri kullanılarak konulduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Son yayınlanan kriterlere nazaran; hastanın 4 ila 72 saat süren en az beş atağı olmalıdır. Bu ataklar tek taraflı lokalize, zonklayıcı, en az orta ya da şiddetli yoğunlukta ve rutin fizikî aktiviteler ile kötüleşmektedir. Baş ağrısı esnasında mide bulantısı, kusma yahut her ikisi, fotofobi ve fonofobi üzere belirtiler eşlik etmektedir. Ayrıyeten baş ağrıları öncesinde 5 ila 60 dk sürebilen görsel, duyusal, konuşma ve/veya lisan, motor, beyin sapı yahut retinal auralar eşlik edebilmektedir. Beyin Tomografisi ya da MR tetkiki beyin kanaması, tümör ya da enfeksiyon üzere ayırıcı teşhiste düşünülebilecek öbür hastalıkların dışlanmasında yardımcı olur” diyor. Migrenin, karmaşık bir hastalık olmasına karşın, hakikat teşhis ve tedavi ile denetim altına alınabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Esma Kobak Tur “Bu nedenle, migren belirtileri yaşayan bireylerin bir nöroloji uzmanına danışarak uygun tedavi prosedürlerini değerlendirmeleri değerlidir. Migrenin erken teşhisi ve tedavisi, hastaların ömür kalitesini değerli ölçüde iyileştirebilir” diye konuşuyor.
