Eren Koca / Haber Merkezi – Ankara, Etimesgut’ta öğretmeni Sevcan Odabaşı Karakurt ile bir alışveriş merkezi (AVM) giden 7 yaşındaki down sendromlu M.A.Y. çocuk oyun alanına alınmadı. Çocuğun özel öğretmeni Karakurt, işletmeyi ve çalışanları polis takımlarına şikâyet etti. Polis takımları mağdur çocuğun ailesine haber vererek süreçlere başladı. Bu olayın, oyun salonunda daha evvel de yaşandığı ortaya çıktı. AVM’nin çalışanlarının 1 Nisan Salı günü de otizmli bir çocuğu oyun salonuna almadığı, çocuğun annesi G.K.K.’nın Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’na bildirildiği, ardından de karakola şikâyette bulunduğu öğrenildi. Oyun salonun sorumlu müdürü E.G. ile 4 çalışan gözaltına alındıktan sonra isimli denetimle hür bırakıldı.
Ruhsatsızmış
O anlara ait imgelerin toplumsal medyada yayılması üzerine Etimesgut Belediyesi, ruhsatsız olduğu ortaya çıkan oyun alanını mühürlendi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da işletme hakkında TCK’nın “nefret ve ayrımcılık” kabahati kapsamında kabahat duyurusunda bulundu. Gözaltına alınan oyun salonu sorumlu müdürü E.G. ile 4 çalışanı isimli denetimle özgür bırakıldı. Down Sendromu Derneği Yönetim Kurulu Lider Yardımcısı Fulya Ekmen Milliyet’e yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
Bu birinci değil
“Anayasal hak olarak olağan kaideler altında çocuklar down sendromlu olsun olmasın farketmeksizin her yere girebilirler. Kimsenin ‘Çocuğu engelli diye buraya almıyorum’ deme hakkı yok. Orası çocuk alanıysa bütün çocukları kabul etmesi gerekiyor. Bu işletmenin farklı şubelerinde de misal olaylar yaşanmış. Şirket siyaseti olarak sanırım down sendromlu çocukları kabul etmiyorlarmış. Yasa, ‘özel ihtiyaçlı çocukları o alanlara almak için gerekli düzenlemeleri yapmak zorundasınız’ diyor. Hasebiyle düzenlemeyi yapmamakta öbür ayrımcılık kabahati. Çocuklar kendileri de girip oynayabilir bir yetişkine muhtaçlığı yok. Burada ayrıştırma kelam konusu.”
‘Şikâyet gitmiş yalnızca ikaz almış’
Öğretmen Sevcan Odabaşı Karakurt, Milliyet’e yaptığı açıklamada, öğrencisi M.A.Y. ile o gün yaşadıklarını anlattı: “Özel ihtiyaçlı öğrencileri toplumsallaşması için belli vakitlerde çeşitli yerlere götürüyorum. O günde o firmanın oyun alanına götürdüm. Vazifeli kişi, oyun alanına giremeyeceğini söyledi. Kasadaki bireye gittim, müdürle görüşmek istediğimi belirttim, kendisinin yetkili olduğunu söyledi. Her çocuğun eşit olup, bu durumun eşitlik hakkına uymadığını, oraya gireceğimizi söyledim. Buna karşın giremeyeceğimizi söyleyip, ‘Zarar görebilir ve verebilir’ dedi. Ona eşlik edeceğimi söylememe karşın ‘diğer velilerde girmek ister’ gerekçesiyle kabul etmedi. Durumu başka müşterilere yüksek sesle izah ettim. Öğrencimin daha fazla etkilenmemesi için onu oyuncakçıya götürmek üzere oradan çıkarttım. Yalnızca o şubesi değil her şubesi özel çocuklara bu tavrı sergiliyormuş ve bu mevzuda belediyelere de CİMER’e de çok şikâyet gitmiş lakin yalnızca ihtar almış ve dikkate alınmamış.”
ANNE KONUŞTU: PSİKOLOJİSİ İYİ
Çocuğun annesi Hatice Ulu ise şunları söyledi: “A. çok dışa dönük, gücü yüksek bir çocuk. Ruhsal olarak çok etkilenmedi. O anda yaşadı üzüldü ancak genel olarak çok olumlu bir çocuk. Kendi dünyasında keyifli, şu anda düzgün durumda. Konuta geldiğinde bir şey anlatmadı zati akıcı biçimde konuşamıyor, vücut lisanıyla anlaşıyoruz. Daha evvel diğer kırılmalar yaşadık. Eğitim konusunda önemli meseleler var. Bir kreşe gittiğimizde özel çocuk alıyor musunuz sorusunu sormak istemiyoruz” dedi. Birebir oyun alanına alınmayan diğer bir çocuğun annesi ise şöyle konuştu: “Bundan 3-4 ay üzere biz de birebir yere gittik ve bizi de almadılar. Çocuğum ayakkabılarını çıkarmıştı. ‘Giremez’ dediler. ‘Neden’ dedim. ‘Engelli’ dedi. Sorumlunuz kimse konuşacağım dedim. Üst gönderdiler, o sıra da çocuğum çok ağladı. Kızımın yanında hiç ağlamamıştım çok etkileniyor diye o gün kızımla ağlayarak çıkmıştım.”
